Coğrafya ve Kaderin Dansı: İnsanın Coğrafi Şartlarla Mücadelesi

 Coğraya Kaderdir

İbn-i Haldun'un "Coğrafya kaderdir" sözü, tarihsel ve sosyolojik bir bakış açısıyla insanların yaşadıkları yerlerin onların kültür, siyaset, ekonomi ve din gibi alanlarda nasıl etkili olduğunu ifade eder. Bu söz, İbn-i Haldun'un ünlü eseri Mukaddime'nin giriş bölümünde yer alır. İbn-i Haldun, bu eserde, tarih biliminin temellerini atmakta ve insan topluluklarının gelişimini çeşitli faktörlerle açıklamaktadır.

Coğrafya ve Kaderin Dansı: İnsanın Coğrafi Şartlarla Mücadelesi


İbn-i Haldun'a göre, coğrafya kaderdir, çünkü insanların yaşadıkları iklim, arazi, bitki örtüsü ve hayvan türleri gibi doğal unsurlar onların hayat tarzlarını, beslenme alışkanlıklarını, giyim kuşamlarını, sağlık durumlarını ve hatta karakterlerini bile belirler. Örneğin, sıcak ve kurak bölgelerde yaşayan insanlar daha az gelişmiş, daha az medeni, daha az ahlaklı ve daha az dindar olma eğilimindedir. Buna karşılık, ılıman ve nemli bölgelerde yaşayan insanlar daha gelişmiş, daha medeni, daha ahlaklı ve daha dindar olma eğilimindedir. Bu durum, İbn-i Haldun'un "asabiyet" dediği toplumsal dayanışma duygusunu da etkiler. Sıcak ve kurak bölgelerde yaşayan insanlar daha çok kabile veya aile bağlarıyla birlikte hareket ederken, ılıman ve nemli bölgelerde yaşayan insanlar daha çok devlet veya millet bağlarıyla birlikte hareket ederler.


İbn-i Haldun'un bu sözünü örneklerle desteklemek için tarihten bazı olaylara bakabiliriz. Örneğin, İslam tarihinin ilk dönemlerinde Arap yarımadasından çıkan Müslümanlar, sıcak ve kurak iklimin etkisiyle savaşçı, cesur ve fetihçi bir ruha sahiptiler. Bu sayede kısa sürede geniş bir coğrafyaya yayıldılar. Ancak zamanla fethettikleri topraklarda yaşayan farklı kültür ve medeniyetlerden etkilendiler. Özellikle Irak, İran, Mısır ve Endülüs gibi ılıman ve nemli bölgelerde yaşayan Müslümanlar, bilim, sanat, felsefe ve edebiyat alanlarında gelişmeye başladılar. Bu da onların dini anlayışlarını, siyasi görüşlerini ve toplumsal yapılarını değiştirdi.


İbn-i Haldun'un bu sözünün günümüzde de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan insanların küresel sorunlara bakış açıları arasında coğrafi faktörlerin rol oynadığını görebiliriz. Mesela iklim değişikliği konusunda en çok etkilenecek olan Afrika veya Asya gibi sıcak ve kurak bölgelerde yaşayan insanlar daha duyarlı ve tedbirli olma eğilimindedir. Buna karşılık Avrupa veya Amerika gibi ılıman ve nemli bölgelerde yaşayan insanlar daha kayıtsız ve bencil olma eğilimindedir.


Sonuç olarak, İbn-i Haldun'un "Coğrafya kaderdir" sözü, insanların coğrafi ortamlarından bağımsız olmadıklarını ve bunun tarihsel ve sosyolojik sonuçları olduğunu gösteren önemli bir tespittir. Bu sözü anlamak için hem İbn-i Haldun'un eserlerini hem de tarihi ve güncel olayları coğrafi perspektiften değerlendirmek gerekir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar