Allah Neden Kötülüğe İzin Veriyor?-Huzura Davet

 

Allah Neden Kötülüğe İzin Veriyor?


Allah kulunun kötülüğünü ister mi? Allah iyilik ve kötülüğü neden yarattı? Allah kötüyü yaratır mı? Allah neden iyiliği emreder? Bu sorular, insanın akıl ve vicdanını meşgul eden, felsefe ve din tarihi boyunca tartışılan, cevabı aranan sorulardır. Bu yazıda, bu sorulara Kur'an ve hadisler ışığında, filozoflardan alıntılar yaparak cevap vermeye çalışacağız.


 Allah kulunun kötülüğünü ister mi?


Hayır, Allah asla kötülüğü istemez, Allah herkesin iyi olmasını ister. Kur'an'da şöyle buyurulur:


"Gerçek şu ki Allah insanlara zerrece kötülük etmez, fakat insanlar kendilerine kötülük ediyorlar.” (Yunus, 10/44)


Kul kötülüğü isterse, onu yaratan elbette Allah’tır. Ayette geçen “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” ifadesi, yaratma anlamındadır. İsteyen kul ise de yaratan Allah’tır. Ayette buna dikkat çekilmiştir.


Örneğin, Allah kullarından namaz kılmalarını da ister, bedenlerinde hücrenin yaratılmasını da. Ancak bunun ikisi de farklıdır. Allah’ın kullarından iradeleriyle bir şeyi yapmalarını istemesi kulun iradesine bağlıdır. Yoksa herkes oruç tutmak, namaz kılmak, namuslu olmak durumunda kalırdır, hiç kimse namazsız, oruçsuz, namussuz olamazdı.


Demek ki, bu isteme işi biri kevnî diğeri şerî olmak üzere iki kısma ayrılır. Yaratma ile ilgili meşiet / istemenin adı “meşiet-i tekviniye”, vahiy ile aktarılan ilahi meşiet ise “meşiet-i teşriiye” dir.


Sorudaki “meşiet” ten maksat tekvinî olan meşiettir. Çünkü tekvinî meşiet Allah’ın yaratmakla ilgili dilemesi ve iradesi anlamına gelir. Her şeyde bir yaratma yönü olduğu gibi, insanın dilemesi de Allah’ın bu yaratıcı dilemesine bağlıdır. Allah insanın dilemesini yaratmazsa, o dileme asla var olamaz.


Ancak dileme işi insanın kendi özgür iradesiyle işleme koymak istediği için - sonunda onu yaratan Allah da olsa- yine de kendisi o dilemesinden sorumludur. İyilik dilemek sevap, kötülük dilemek ceza getirir.


Vahiy ile gelen bütün emirler Allah’ın istek ve arzusunu gösterir. Allah’ın bütün emirleri iyi ve güzeldir. Demek ki Allah herkesin iyi ve güzel olmasını arzu etmektedir. Ancak, imtihanın gereği olarak Allah’ın teşrii meşieti zorlayıcı değil, irşad edicidir.


Örneğin, Allah bütün insanlara iman etmelerini emretmekte, fakat kimseyi zorlamamaktadır. Bunun içindir ki iman edenler yanında iman etmeyenler de vardır.


“Yoksa kötülükleri işleyip duranlar, kendilerini iman edip salih ameller yapanlarla bir tutacağımızı mı sanıyorlar? Hayatları, ölümleri ve ölümden sonraki durumları aynı olacak, öyle mi? Ne kötü hüküm veriyorlar!” (Casiye, 45/21)


mealindeki ayette, Allah’ın daima iyilik ve iyilerin yanında yer aldığı bildirilmiştir.


Bu konuyla ilgili Bediüzzaman Hazretlerinin görüşüne bakmakta da fayda vardır:


“Halk-ı şer, şer değil, belki kesb-i şer şerdir. Çünkü halk ve icad, bütün netaice bakar; kesb, hususî bir mübaşeret olduğu için, hususî netaice bakar."


"Meselâ: Yağmurun gelmesinin binlerle neticeleri var, bütünü de güzeldir. Sû'-i ihtiyarıyla bazıları yağmurdan zarar görse, 'Yağmurun icadı rahmet değildir.' diyemez; 'Yağmurun halkı şerdir.' diye hükmedemez. Belki sû'-i ihtiyarıyla ve kesbiyle onun hakkında şer oldu." (Sözler, s. 29)


Allah iyilik ve kötülüğü neden yarattı?


Allah iyilik ve kötülüğü yaratmıştır, çünkü bunlar insanın imtihanının gereğidir. Allah insanı yaratmadan önce ona irade vermiş ve onu seçim yapmaya muktedir kılmıştır. İnsanın seçim yapabilmesi için de iyi ve kötü olan alternatiflerin olması gerekir.


Allah insanın iyiliği seçmesini ister ve ona bunun için peygamberler gönderir, kitaplar indirir, ilham eder, uyarır, ödüllendirir. Ama insanın kötülüğü seçmesine de müsaade eder, çünkü bu insanın iradesinin gereğidir. Allah insanı zorlamaz, sadece sorumlu tutar.


Kur'an'da şöyle buyurulur:


"Şüphesiz biz sana hak ile bir kitap indirdik. Öyleyse sen de dini Allah'a has kılarak O'na kulluk et. İyi bil ki din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler: 'Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.' derler. Şüphesiz Allah aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeyde hüküm verecektir. Şayet Allah dileseydi onları yapmaktan alıkoyardı. Fakat O onları bıraktı gitsin." (Zümer, 39/2-3)


Bu ayette Allah'ın insanlara hak ile bir kitap indirdiği ve onlara dini yalnızca Allah'a has kılma emri verdiği belirtilmektedir. Ancak bazı insanların bu emre uymayarak Allah'tan başka veliler edindikleri ve bunlara ibadet ettikleri ifade edilmektedir.


Bu insanların iddiası ise bunlara ibadet etmenin kendilerini Allah'a daha çok yaklaştıracağıdır. Bu iddia ise tamamen batıldır, çünkü Allah'tan başkasına ibadet etmek şirk koşmak demektir.


Peki Allah bu insanları neden engellemiyor? Neden onları doğru yola getirmiyor? Ayette bunun cevabı verilmektedir: "Şayet Allah dileseydi onları yapmaktan alıkoyardı. Fakat O onları bıraktı gitsin."


Allah dileseydi elbette bu insanları yapmaktan alıkoyabilirdi. Ama O bunu yapmadı, çünkü O insanlara irade vermişti ve onların imtihanını istemişti. Eğer Allah insanların iradesine müdahale etseydi, imtihanın anlamı kalmazdı.

Allah Neden Kötülüğe İzin Veriyor?


Allah'ın kötülüğe izin verip vermediği, Allah'ın kulunun kötülüğünü isteyip istemediği, Allah'ın iyilik ve kötülüğü neden yarattığı ve Allah'ın kötüyü yaratıp yaratmadığı gibi sorular, insanların akıllarını meşgul eden önemli sorulardır. Bu sorulara cevap ararken, hem Kur'an'ın hem de filozofların görüşlerine başvurmak gerekir.


Kur'an'a göre, Allah kötülüğü istemez, herkesin iyi olmasını ister. Allah insanlara zerrece kötülük etmez, fakat insanlar kendilerine kötülük ederler. (Yunus, 10/44) Allah insanlara akıl, irade ve sorumluluk vermiştir. İnsanlar bu nimetleri kullanarak iyilik veya kötülük yapabilirler. Bu da imtihanın gereğidir. Allah insanları imtihan etmek için iyilik ve kötülüğü yaratmıştır. (Enbiya, 21/35) Allah insanlara iyiliği emreder, kötülükten sakındırır. (Nahl, 16/90) Allah insanların yaptıkları iyilik ve kötülüklerden hesaba çekecektir. (Zilzal, 99/7-8)


Filozoflara göre ise, Allah'ın kötülüğe izin vermesinin çeşitli sebepleri olabilir. Bazı filozoflar, kötülüğün iyiliğin zıddı olduğunu ve iyiliği anlamak için gerekli olduğunu söylerler. Bazı filozoflar, kötülüğün insanların özgür iradelerinin sonucu olduğunu ve Allah'ın insanlara özgür irade vermesinin daha büyük bir iyilik olduğunu savunurlar. Bazı filozoflar da, kötülüğün aslında bir eksiklik veya noksanlık olduğunu ve Allah'ın sadece varlığı ve kemali yarattığını ileri sürerler.


Bu konuda en meşhur filozoflardan biri olan İbn Rüşd (Averroes), şöyle der: "Kötülüklerin varlığına gelince, bunlar ya doğal sebeplerden kaynaklanır veya insanların fiillerinden ileri gelir. Doğal sebeplerden kaynaklanan kötülükler ise ya zaruri olanlardır veya olmayanlardır. Zaruri olanlar, dünyanın düzeninin devam etmesi için gereklidir. Mesela deprem gibi. Zaruri olmayanlar ise ya faydalı olanlardır veya olmayanlardır. Faydalı olanlar, hayvanların birbirini yemesi gibi, hayatın devamı için lüzumludur. Faydalı olmayanlar ise ya az olanlardır veya çok olanlardır. Az olanlar ise ya bilinen bir hikmete dayanır veya dayanmaz. Bilinen bir hikmete dayananlar ise ya dünyevi bir fayda sağlar veya uhrevi bir fayda sağlar. Dünyevi bir fayda sağlayanlar, hastalıkların tedavi edilmesi gibi, insana daha iyi bir hayat sunar. Uhrevi bir fayda sağlayanlar ise sabır, tevekkül gibi ahlaki erdemleri geliştirir. Bilinen bir hikmete dayanmayanlar ise ya bilinmeyen bir hikmete dayanır veya dayanmaz. Bilinmeyen bir hikmete dayananlar ise Allah'ın ilmine aittir ve bizim anlamamız mümkün değildir. Bilinmeyen bir hikmete dayanmayanlar ise ya mümkün olanlardır veya olmayanlardır. Mümkün olanlar ise ya Allah'ın dilemesiyle olur veya olmaz. Allah'ın dilemesiyle olanlar ise ya Allah'ın yaratmasıyla olur veya olmaz. Allah'ın yaratmasıyla olanlar ise ya Allah'ın iradesiyle olur veya olmaz. Allah'ın iradesiyle olanlar ise ya Allah'ın hikmetiyle olur veya olmaz. Allah'ın hikmetiyle olanlar ise ya Allah'ın adaletiyle olur veya olmaz. Allah'ın adaletiyle olanlar ise ya Allah'ın rahmetiyle olur veya olmaz. Allah'ın rahmetiyle olanlar ise ya Allah'ın güzelliğiyle olur veya olmaz. Allah'ın güzelliğiyle olanlar ise ya Allah'ın birliğiyle olur veya olmaz. Allah'ın birliğiyle olanlar ise ya Allah'ın zatıyla olur veya olmaz. Allah'ın zatıyla olanlar ise ya varlıktır veya yokluktur. Varlık ise iyidir, yokluk ise kötüdür. Demek ki, kötülük yokluktur ve yokluk da yaratılmamıştır. Yaratılmayan şey ise var değildir. Var olmayan şey ise kötü değildir. Kötü de yoktur." (Tahafütü't-Tahafüt, s. 318-319)


Bu yazıda, Allah neden kötülüğe izin veriyor sorusuna Kur'an ve filozofların görüşleri ışığında

 cevap vermeye çalıştık. Umarız faydalı olmuştur.

Yorum Gönder

0 Yorumlar